Dişlerde zamanla meydana gelen aşınmalar, çoğu insanın farkına bile varmadan yaşadığı sessiz bir süreçtir. Kliniğe gelen hastalarımın bir kısmı, dişlerinin kısaldığını, fırçalarken sızlama hissettiklerini ya da soğuk su içtiklerinde ani bir acı duyduklarını söyler. Genellikle bu belirtiler, diş yüzeylerinin koruyucu tabakasında oluşan aşınmanın ilk sinyalleridir. Diş hekiminiz olarak bu durumu çok ciddiye almanızı isterim çünkü erken fark edilen her aşınma, dişlerinizi yıllarca sağlıklı tutma şansı demektir.
Diş Aşınması Nasıl Ortaya Çıkar?
Diş aşınması, diş minesinin çeşitli nedenlerle incelmesi ve altındaki dentin tabakasının açığa çıkmasıyla ortaya çıkar. Diş minesi aslında vücudun en dayanıklı dokusudur; ama kimyasal ve mekanik etkenlere karşı sınırsız dirençli değildir. Zaman içinde aşırı asidik yiyecek ve içecekler, yanlış fırçalama alışkanlıkları, sert diş fırçası kullanımı veya diş sıkma gibi alışkanlıklar bu güçlü yapıyı zayıflatabilir. Mine inceldiğinde diş hassasiyetine yol açar ve çiğneme konforu azalır.
Aşınmanın Sadece Estetik Bir Sorun Olmadığını Bilin
Birçok kişi diş aşınmasını yalnızca estetik bir sorun olarak görür. Oysa durum bundan çok daha fazlasıdır. Aşınan dişler, ısı değişimlerine duyarlı hale gelir, bazı durumlarda çiğneme sırasında ağrı oluşur ve dişlerin yüzeyi pürüzsüzlüğünü kaybeder. Özellikle diş etleriyle birleşim bölgesinde meydana gelen aşınmalar, fırçalarken kanama ya da sızı hissettirebilir. Bu küçük gibi görünen uyarılar aslında dişlerinizin yardım çağrısıdır.
Aşınmanın en yaygın nedenlerinden biri kimyasal etkilerdir. Gazlı içecekler, limonlu sular, sirke bazlı gıdalar, hatta sürekli tüketilen meyve suları bile diş yüzeylerinin mineral yapısını çözebilir. Bazı hastalarda mide asidinin ağıza geri kaçması yani reflü, minenin içten içe çözülmesine neden olur. Bu durum fark edilmezse diş yüzeyleri zamanla incelir, rengi sararır ve hassasiyet artar. Diğer bir neden ise mekanik aşınmadır. Yanlış diş fırçalama, çok sert kıllı diş fırçası kullanmak ya da bastırarak fırçalamak, mine tabakasına fiziksel zarar verir. İnsanlar genelde “daha iyi temizliyorum” zanneder ama aslında dişlerin bakımını zayıflatırlar.
Bir de farkında olmadan yapılan diş gıcırdatma alışkanlığı vardır. Geceleri dişleri sıkmak, çeneyi kasmak ya da stres altında çene kaslarını kilitlemek, diş yüzeylerinde mikroskobik çatlaklar oluşturur. Uzun süre devam eden bu durum, dişin kısalmasına ve düzleşmesine yol açar. Diş hekiminize bu konuda danıştığınızda size özel gece plağı veya koruyucu aparey önerilebilir. Bu basit önlem, yıllar içinde oluşabilecek aşınmaların önüne geçer.
Diş Renginde Değişim ve Hassasiyet: İlk Uyarı İşaretleri
Diş aşınmasının en belirgin işaretlerinden biri diş renginde değişikliktir. Mine tabakası inceldiğinde alttaki dentin tabakası görünür hale gelir ve dişler daha sarı tonda görünür. Soğuk veya sıcak içeceklerle artan diş hassasiyetine ek olarak, dişlerin uç kısımlarında incelme ve kırılganlık da dikkat çeker. Bazı hastalarım özellikle sabahları dişlerinde hafif sızlama hissettiklerini söyler; bu genellikle diş sıkma sonucu gelişen minik mikro çatlakların göstergesidir.
Diş aşınması yavaş ilerleyen bir süreçtir. Bu yüzden diş hekiminize düzenli aralıklarla görünmek çok önemlidir. Her altı ayda bir yapılan kontrol, erken dönemde fark edilen aşınmaların basit yöntemlerle durdurulmasını sağlar. Florür uygulamaları, koruyucu cilalar veya diş yüzeyini güçlendiren ajanlar bu dönemde oldukça etkili olur. Ancak aşınma ilerlemişse, dişin kaybolan kısmını yeniden yapılandırmak gerekir. Kompozit dolgu, lamina veya porselen kaplama gibi tedavi yöntemleriyle dişin doğal formu geri kazandırılabilir.
Günlük Hayatta Dişleri Korumak İçin Basit Önlemler
Günlük yaşamda alınabilecek bazı önlemler aşınma riskini ciddi ölçüde azaltır. Öncelikle dişlerinizi fırçalarken sert hareketlerden kaçının. Yumuşak kıllı bir diş fırçası kullanmak, diş etleriyle temas eden bölgelerdeki yıpranmayı azaltır. Fırçalama yönünüz diş etlerinden dişin ucuna doğru olmalı; bastırmadan, nazikçe fırçalayın. Aşırı asidik yiyecek ve içecekleri azaltın, özellikle gazlı içecekleri pipetle içmek diş yüzeylerinin asitle doğrudan temasını önler. Eğer sık sık limonlu su içiyorsanız, ardından ağzınızı suyla çalkalamak faydalı olur.
Bir diğer önemli nokta tükürük dengesidir. Tükürük, diş yüzeylerinin doğal koruyucusudur; asitleri nötralize eder, mine yüzeyini yeniden mineralleştirir. Gün boyunca yeterince su içmek bu dengenin korunmasını sağlar. Ağız kuruluğu yaşayan hastalar için diş hekiminiz özel tükürük artırıcı ürünler önerebilir.
Bazen diş aşınması kişinin farkında olmadan yaptığı küçük alışkanlıklarla da ilişkilidir. Kalem ucu ısırmak, tırnak yemek, çekirdek veya buz kırmak gibi davranışlar mine yüzeyinde minik hasarlara yol açar. Bu hasarlar zamanla birikir ve diş minesinde aşınma sürecini hızlandırır. Bu nedenle, dişlerinizin yalnızca çiğneme görevini yerine getirmesine izin verin; başka hiçbir şey için kullanmayın.
Dişlerinizi Korumanın En Etkili Yolu Düzenli Bakımdır
Diş hassasiyetine yol açan aşınmaların tedavisi yalnızca hekimin yapacağı uygulamalarla sınırlı değildir. Evde doğru ürünleri kullanmak, diş fırçanızı düzenli olarak değiştirmek, florürlü ve düşük aşındırıcılı macunlar tercih etmek süreci destekler. Diş minesinde aşınma erken fark edildiğinde, koruyucu önlemlerle diş dokusu uzun yıllar korunabilir.
Diş yüzeylerinin sağlıklı kalması, yalnızca estetik açıdan değil, genel ağız sağlığı açısından da büyük önem taşır. Aşınmış bir mine tabakası, bakterilerin dişin içine daha kolay ulaşmasına neden olur ve bu durum zamanla diş çürümesini tetikler. O yüzden küçük bir hassasiyet bile ihmal edilmemelidir.
Diş Sağlığınız, Yaşam Kalitenizin Bir Parçasıdır
Klinikte sık gördüğüm bir durumu paylaşayım: Bazı hastalar dişlerinde oluşan sızlamayı hava değişimine ya da soğuk havaya bağlar. Oysa çoğu zaman bu his, diş yüzeylerinin incelmesinden kaynaklanır. Erken dönemde yapılan küçük bir müdahale, ileride yapılacak büyük tedavilerin önüne geçer.
Unutmayın, dişlerinizi korumak yalnızca bir hijyen rutini değil, yaşam kalitenizi korumanın da bir parçasıdır. Her gün birkaç dakikanızı doğru diş bakımına ayırmak, uzun vadede hem dişlerinizi hem de gülüşünüzü korur.
Dişiniz ve diş etleriyle ilgili fark ettiğiniz her değişimde, vakit kaybetmeden diş hekiminize başvurun. Çünkü sağlıklı dişler, sağlıklı bir hayatın en görünür yansımasıdır.
Bu yazı Diş Hekimi [Ömer Faruk Aslan], [İ-Klinik] tarafından bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır.
Tıbbi teşhis ve tedavi için mutlaka kendi diş hekiminize danışınız.


Leave a Reply
You must be logged in to post a comment.